
Üsküdar escort sabahlarının kendine has bir sessizliği vardır. Deniz, martıların çığlıklarıyla uyanır; insanlar aceleyle vapura koşarken, hayat bir yerlerde yeniden başlar. Ama herkes için değil.
Zehra için sabahlar, gecelerin devamıdır.
Yirmi üç yaşındaydı Zehra. Henüz on yedisindeyken, köyden kaçarak gelmişti İstanbul’a. “Kendi ayaklarımın üzerinde duracağım” demişti, ama şehir öyle kolayca kimseye tutunma şansı tanımıyordu. Bir tekstil milf atölyesinde başlamıştı önce; uzun mesailer, düşük maaşlar… Sonra işten çıkarılmış, kirasını ödeyememişti. Hayat onu köşeye sıkıştırdığında, başka bir yol kalmamıştı.
Üsküdar escort arka sokaklarında, gecenin içinde bir gölge gibi yaşamaya başlamıştı. Ne komşuları vardı, ne dostları. İnsanlar ona bakarken, sanki camdan bir duvarın arkasında kalmış gibi hissediyordu kendini. Herkesin konuştuğu ama kimsenin anlamadığı bir kadındı o.
Bazen sahil kenarına giderdi. Kız Kulesi’ne uzun uzun bakardı.
“Bir gün,” derdi kendi kendine, “bir gün oraya turist olarak geleceğim. Bu şehri bana acı çektiren bir yer değil, özgürlüğümün simgesi yapacağım.”
Ama sonra bir dalga kıyıya vurur, hayallerini alıp götürürdü.
Bir gece, yağmur kondom yağıyordu. Zehra, ıslak kaldırımlarda yürürken karşısına yaşlı bir adam çıktı. Adam, gözlerinde alayla, “Ne oldu kızım, bu saatte nereye?” diye sordu. Zehra cevap vermedi.
Adam bir adım daha yaklaştı. O an Zehra’nın içindeki tüm öfke, yılların birikimiyle patladı. “Beni yargılamadan önce kendi hayatına bak!” diye bağırdı.
Ses yankılandı, yağmur sustu, sokak sessizleşti. İlk kez korkmak yerine direnmişti.
O geceden sonra Zehra, değişmeye karar verdi. Üsküdar evli escort küçük bir kadın seksi dayanışma merkezine gitti. Oradaki kadınlar onu dinledi, yargılamadı. Bir kursa yazıldı, dikiş dikmeyi öğrendi. Geceleri çalışmak yerine, sabahları işe gitmeye başladı.
Bir yanıt yazın