Çekmeköy’deki Gölge

Çekmeköy escort Melike, Çekmeköy’ün ormana komşu mahallelerinden birinde yaşıyordu. Burası İstanbul’un görece yeni yüzlerinden biriydi; koca siteler, güvenlikli girişler, temiz yollar… Ama o, bu düzenli görüntünün hemen arkasında, unutulmuş bir sokakta, çatısı akıtan tek katlı bir evde kalıyordu. Sokağın başındaki bakkal hâlâ veresiye yazıyordu ismini. Çekmeköy gelişiyordu, büyüyordu… ama Melike küçülüyordu, her geçen gün biraz daha.

Çekmeköy escort Yirmi üç yaşındaydı. Gençti, evet, ama yüzü yaşını taşıyamayacak kadar ağırlaşmıştı. Annesiyle birlikte yaşıyordu, ama annesi yıllardır hasta yatağındaydı. Bir dönem markette çalıştı, sonra temizlik işi yaptı, ama yetmedi. “Geçici” olsun diye gecelere çıktı. Şimdi geçici olan tek şey umuttu hayatında.

Dilsiz Bir Gece

O gece, Melike bir minibüs durağında bekliyordu. Sessizdi, ürkekti. Yanına yaklaşan adamla pazarlık bile etmedi. Göz göze gelmediler. Adam sadece başını salladı, Melike yürümeye başladı. Ama birkaç adım sonra durdu. İçine bir ürperti çökmüştü. Geri döndü, adama baktı. “İstemiyorum,” dedi kısık sesle. Adam tersledi, bağırdı. Melike cevap vermedi. Sadece oradan uzaklaştı.

Köşeyi dönünce çöp kutusunun yanında yaşlı bir köpek yatıyordu. Aç ve titrekti. Melike çantasından bir simit parçası çıkarıp önüne koydu. Köpek başını kaldırdı, göz göze geldiler. O an Melike ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Çünkü o bakış, onun kendi yalnızlığıydı.

Eve döndüğünde annesinin başucuna oturdu. Kadın uyanmamıştı, nefesi düzensizdi. Melike onun elini tuttu, karanlık odada sadece oksijen cihazının sesi vardı. Bu hayatın içinde kendi yerini çoktan kaybetmişti ama o gece en azından vicdanını kaybetmediğini anladı.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir